Sayın değerli köylülerim badele tarihini kaleme alarak köyün geçmişini gelecek nesillere aktarmak için bende çocukluk dönemimde zamanın yaşlılarından duyduklarımı buraya aktardım köyde kaçakaclık döneminin büyük
bir bölümünü RAHMETLİ EFLATUN KAVAK AMCAMIZDAN DUYUMUŞTUM
KÖYÜN İLK İSMİNİNİ BADLIĞ EV OLDUĞUNU İSE
RAHMETLİ GANİ EROL.DEDMİZDEN KÖY MEYDANINDA ANLATIRKEN DUYMUŞTUM HATDA KOBLİYAN TARFLARINDA GANI DEDENİN ZAMANIDA YİNE BADELE'YE BADLIĞ EV DERLERMİŞ daha sonraları Badele'ye dönüşmüş BADLIĞEV bahçeli köy bol ağaçlık anlamını taşımakdaymış
KÖY MEYDANINDA MAHKEME KURULDUĞUNU SON TOPLANTIYI
RAHMETLİ DEDEM ZEKERYA YILDIZ'DAN DUYMUŞDUM
Badele tarhiyle ilgili düzeltilmesini, vaya daha fazla bilgi vermek isteyenler bize bildirebilirlerse sevinirim saygılarımla
Öztürk GÜLAÇAR
Badele badligev yada bahçeli köy değişen yeni adı ile Türkgözü Köyü kimine savail Doğu da hiç olmayacak kadar özgür medeni büyüğe saygı küçüğe sevgi seven sevilene hoş görülü insanın insana kıymadığı bir yer kimine görede acıların hasretin kederin yaşandığı Türkiye'nin Ardahan ili Posof ilçesine
bağlı üç tarafı Gürcistan sınırlaıyla çevrili Kavkas Dağının Güneyinde yer olan küçük bir yer tabi ki bu kadar kısa ve öz değil köyün tarihi çok eski olmamakla yinede
300 yada 400 yıdan fazla değil 300 yıl şimdi yaşayan insanların yani bizim atalarımızın köye yerleştiği zaman birimi . Bizim atalarımızın köye yerleşmeden öncede köyde başka insanların yaşadığı annaşılmışdır köyde Bulunan iki kilise bölgesi köyün alt tarafında bulunan kilise tarlalarında 1950 yılına kadar izini sürdüren tek bir Rahibe mezarı ve Kaphaza Mahalesinde yer alan mezarlıklar.Böylece köyün şimdiki yaşamına açılmadan öncede yerleşim birimi olarak kullanılmıştır ançak tam olarak hangi yıllar ve hangi nesillerin yaşadığı bilinmemektedir bu insanlar köyü terketdikten sonra uzun bir zaman boş kalmış olmalı ki köy tamamen ormanlaşır ve kaç yıl boş kaldığı bilinmez ve son olarak bizim dedelerimiz köyü yeniden keşf ederler.Köydeki söylentilere göre ilk önce Kaphazlar yada Zorti Dede köye yeniden yerleşir köyde Kaphaza mahallesi halen mevcut olmaktadır Zorti Dede, Selim Dedenin babası olduğu sanılmaktadır. İkinci bir varsayıma göre Zorti Dede ayrı bir kişidir Zorti Dedenin tek bir oğlu olup ve onunda çocukları olmamış. Zorti Dede den hic bir nesil ve iz kalmamışdır Selim Dede ise halen Selim Ağa Mahallesi olup Selim
Dedenin töremesi yaşamını sürdürmektedir köyün bugüne kadar yaşanmış durumda olması Selim Dedenin köye kök salmasıdır köyün.Sonradan var oluşu halen akan bir çeşme
ve yani başında bulunan aynı köklerden günümüze kadar gelen bir ceviz ağacı
köyün var oluş sebebidir.Zorti Dede ve Selim Dede Ahıska'nın köylerinden yada Ahıska'dan
gelmiştir dedelerimizden duyumlarımıza göre Zorti Dede Ahıska bölgesinden batıya doğru açılır yani şimdiki köye geldiğinde çeşmeyi ve ceviz ağacını bulur burda bu ceviz ağacı olduğuna göre burası sıcak tarıma elverişlidir düşüncesiyle köye ilk kazmayı yeniden vurur kendisine bir kulübe yanı ev yapar sonra geldiği memleketine geri döner. Kendisinin yeni yerleşim yeri bulduğunu anlatır ordan bir kaç ailenin gelmesi için köyün yerleşime çok uygun olduğunu anlatır bir rivhayete göre köye ilk gelen aileye kendi için yaptığı evi vereceğini söyler Selim Dede köye yerleştikten sonra başka ailelerin gelmesi için kendisine açtığı tarlaları yeni gelen ailelere vererek köyde kalmasını sağlar daha sonraları Ahıska bölgesinden katılan ailelerle köy büyür gelişmesini sağlar ilk önceleri köye badliğev adı verilir yani ( bahçeli köy demek ) daha sonra Badele olarak
tarihdeki yerini alır yavaş yavaş köy büyür meyve ve sebzecilikde bölgenin en iyi yerleşim birimlerimden biri olur .
Artık Badele büyümüş kendini
kanıtlamıştırr Ahıska'nın köy ve kasabalarında tanılmış gelmiştir kendileride
Ahıska bölgesinden geldikleri için devamlı olarak evliliklerde Ahıska bölgesinden gelin gelip bu köydende Ahıska tarafına gelin gitmektedir Posof bölgesinin Badele'den kız
alması hiç de kolay olmayıp sadece pek nadir olarak zengin varlıklı aileler kız alabilirlermiş.Badele bu geleneği Ahıska'nın Türkiye'den ayrılmasına kader devam etmiş
yani birinci dünya savaşı (1914-18) yıllarına kadar ne var ki bilinmeyen zaman içinde neyin ne olacağı bilinmezken acı ve kederli günler adım adım yaklaşmaktadır Ahıska tarıma
el verişli sıcak iklimi suyu bol olan bir yerleşim birimidir. Kendi geçimini kendi sağlarken Posof yöresinede büyük katkı sağlamakta bütün Posof olduğu gibi Badele'de
şeker bez parça gaz gibi ihtiyaçlarını
Ahıska'dan sağlamaktaydı Badele o zamanda bir geçiş yoluydu iyice fakirleşen yorgun düşen
Osmanlı Devletinin ulaşmayan kolu Ahıska'ya ulaşamazken 1800 yılların sonunda zengin Çarlik Devri Rusya'sı her tarafa un sarar. İnsanlar bolluk ve huzur icinde yaşamını sürdürürler ne yazıkki bu huzur ortasındaki gelecek kötü günlerden insanların bir kaygısı olamaz derken yavaş yavaş huzurlu günler sona erer ve Çarlık devri kapanır yeni rejimle birlikte Rusya barış ilan eder.Uzun yıllardan beri zaman zaman Çarlık Rusya ile Osmanlı arasında
geçen savaşda Kars, Ardahan,Artvin yöresi Rusya yönetimine geçer Çarlık devrinin son döneminde Osamanlı Türk askeri ve milis güçleri de
harekete geçerek Rus askeri geri çekilir ve bizim güçler ilerler ama bu geri çekilme çokta kolay olmaz geri püskürtme binlerce insanın ölümüne aç susuz yoksul kalmalarına sebep olur Posof ve yöresinde kanlı savaşlar olur Rusların geri çekilme işlemi Türkgözü Köyünde son bulur kaybedilen topraklar geri alınmışsada Ahıska bölgesi kurtarılamaz
savaş bitmiştir.Yeni yönetim (SSCB) Rus subayları bir oneri de bulunur artık savaş değil barış yapalım ve halka soralım halk hangi devleti isterse topraklar onlara devredilsin bu öneriye Türk tarafı tereddütsüz kabul eder çünkü Ahıska Türk'tü tabi ki!Türkiye'yi isteyecek düşüncesi vardır oysa Ahıska'nın işgali Rus hükümetinin
olumlu yaklaşımı hemde bu zaman içinde bu bölgeye Türk olmayan halkların yerleşmesini sağlayan Rusya o bölgedeki Türklerin çoğunluk olmamasını sağlamıştır bir nevi referandum
yapılır ve halka sorulur.O bölgede Türk olmayan ve birazda kandırılmış Türkleride yanına alan Rusya çoğunluğu sağlar bu durumdan haberdar olmayan Türk tarafı
referanduma hazır olur Badele'de mahkeme kurulur Badele halkınında Türk tarafına geçmesi için köyün ileri gelenleri ve Posof'un tanılmış kişileride köyde birer konuşma yaparlar bu konuşma neticesinde Badele Halkı ve topraklarıyla Türk tarafına verilir. Bu halka sorma işlemi sadece Badele değil kaza olarak baz alınır Rusların kafasında iki plan oluşur birinci plan Ahıska'ya bağlı Kobliyan Kazası ve köyleriyle birlikte Türk tarafına verilmesi yada şimdi olduğu gibi Badele köyünden ihtibaren sınırların çizilmesi ilk önce Kobliyan bölgesinde halka sorulur o bölge Rus tarafını tercih edince Rusya birde Posof halkınıda almak için Posof yöresine sorulur Posof Bölgesi Türkiye'yi isteyince Türkiye'ye kalır Kobliyan Kazasını Rus tarafını istemesi sonucunda bölge komutanı olan Kahraman KAZIM KARABEKIR PAŞA çok üzülür birgün mutlaka pişman olacaklar çok yazık o bölge insanlarına der. Kobliyan yani Ahıska bütün köy ve kasabalarıyla birlikte Rusya(Gürcistan'a) yani şimdiki Gürcistan'a bırakılır. Badele'nin bazı tarla ve bahçeleride diger tarafa kalır ilk zamanlar fena değil bu taraftan o tarafa ordan da buraya günlük geçişler yapılmaktadır yine Posof ve yöresi bazı luzumlu malları ve ihtiyacları gömrükten çoğu zamanda kaçak yolla alış veriş yapmaktadırlar.Badele'de oturan halkda akrabalarını ziyaret etmek için öteki tarafta günlük ya da 3 günlük izin alarak.
Ana kız kardeş bir birlerini ziyaret ederler 1930 yıına kadar bu ziyaretler devam eder artık Rusya'da değişen rejim kötü yüzünü gösterir iki halklar arasındaki görüşmeyi engeller ve içerde baskıcı rejim başlar
buna dayanamayan halk Türk tarafına kaçmaya çalışır köyün doğu bölgesinde hızlı akan çay sınırları teşkil ederken kuzeyinde ve kuzey batısında kara sınırı oluşturur bu tarafa geçmek isteyen soydaslarımız sınır da
Rus askerlerinin kursuna dizilir köyün doğu bolgesinden geçmek isteyen bir çok
aile fertleri su da boğularak ölürler bu tarafa geçmeyi başaranlar Türkiye'nin iç
bölgelerine kaçarak izlerini kayıp ettirirler suyu geçiş sırasında boğulan insanların
cesedini Türk tarafı almak ister anlaşmalar gereği Türk tarafı geri vermek zorunda
kalır.Bir keresinde yine bir cesedin köy meydanına getirirler köyün halkın dan
biri cesede sahip çıkarak diğer tarafa verilmesini engeller ve Türk mezarlığında
toprağa verilir.Rusya'nın bütün önlemlerine rağmen diger tarafta kalan halkın Türk tarafına kaçışını engelleyemez Rusya yönetiminde söz sahibi olan Stalline kendisininde Gürcü asıllı olması sebebiyle Ahıska da yaşayan Türklerin sürgün edilmesine karar verir 1939 Haziran ayında Ruslar sınır bögelerine takviye güçler göndererek
adeta sıkı yönetim uygular bu üç dört ay içinde halkın hayvanları yiyecekleri elerinden alınmaya başlar ve 14 Kasım sabah erken saatlerinde tüm köyleri ve kasaba halkını toplamaya başlarlar bu toplama sırasında Badele'ye yakın köylerin toplanma sırasında insanların feryadı Ruslarin darp şiddeti Badele halkı tarafındanda görülür bütün köy ve kasabaları toplama kamplarına toplayarak
sürgüne gönderilmek üzere trenlere üst üste doldurulur. Ağır kış şartlarında sürgün
edilen halk daha Ural Dağlarını geçişi sırasında çoğu yaşlı ve çocuk soğukdan
ve açlıkdan donarak ölürler bazı cesetler yolda trenden atılırken sadece Kazakistan'da ki depolara üst üste dizilen ceset sayısı 17 bini bulur sürgünden sağ kalmayı başaran halk Rus'ya ve (SSCB)sınırları içerisinde yer alan
Kazakistan, Türkmenistan,Azerbaycan,Özbenkistan,Kırkızistan gibi ülkelere yerleştirilir. Sürgün edilen halkın büyük bir bölümüne Azerbeycan sahip çıkarak 1956 yılında Azerbeycana getirir. Bu arada Badele ve Posof yöresinde bulunan akrabalardan
uzunca bir süre haber alınmaz ta ki 1970 yıllarına kadar bu yıllarda yavaş yavaş
mektuplar gelmeye başlar ana baba ve kardeslerini kaybeden Badeleliler yakınlarını bulmuşsada çoğu akrabalarında bir daha haber alamazlar.Köyde anne baba ve kardeşlerini kayıp eden ailelerden bir kaç isim....
KOBLİYAN BÖLGESİNDEN BADELE'YE GELİN GELENLER
ZAZOLA KÖYÜNDEN SEKERNAZ ŞENTÜRK
KAGERET KÖYÜNDEN........ ÇELİK
CARAL KÖYÜNDEN SELVİ AYDIN
CARAL KÖYÜNDEN ZİNNET KAYA
MARAL KÖYÜNDEN .........AKKUŞ
CAĞISMAN KÖYÜNDEN .........
EDİGÜNLÜ KÖYÜNDEN BILDO ALÜZÜM
OSORA KÖYÜNDEN GÜNNAZ SUCU
ERCENE KÖYÜNDEN GÜLESER AYDIN
GONA KÖYÜNDEN MÜRŞİT KURAL
MUŞTAK KURAL
NAGDALI DEMİRBİLEK