|
|
 |
İsim: |
tuba celik |
MSN adı: |
hollanda'dan |
Zaman: |
01.02.2011 14:12:39 |
Mesaj: |
fıkra
Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup insan, hacca gitmek için yola çıkmışlar. Va...n'a gelmişler.
Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler.
O köyün de imamı yokmuş.
Köylüler aralarında konuşmuşlar ve Erzurum'dan çıkıp hacca giden bu topluluktan birini, imam yapmaya karar vermişler.
''Bu insanlar hacca gidiyorlarsa, boş insan değillerdir'' diye düşünmüşler.
Nitekim tekliflerini, içlerinden birisi kabul etmiş.
Her yıl, 400 koyun verilecekmiş imama.
Adam ''hacca gidip masraf yapacağıma, burada kalıp, yalandan imamlık yapar ve her yıl 400 koyun sahibi olurum'' diyerek işe başlamış.
Köylü camide toplanmış, namaz kılınacak.
Sayın İmam, başlamış namazı kıldırmaya:
- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 koyun verdiler bana, Allahuekber!''
Bu, günlerce aynı biçimde devam etmiş.
Köylü bu işe biraz şaşırmış ve konuşmuşlar aralarında:
- ''Daha önceki imam mı yanlış kıldırıyordu, yeni imam mı yanlış kıldırıyor? Bunu gidip, Müftü'ye soralım.''
Sayın Müftü, has Trabzon'lu!!
Müftüye gelen halk, her şeyi anlatmış.
Müftü köylüye dönerek:
- ''Siz şimdi, hiç imama çaktırmadan köyünüze dönün ve namaz vakti camide toplanın ben de namaza geleceğim'' diye emir verir.
Herkes köyüne döner ve namaz vakti cemaat camide toplanır.
Tabi ki Sayın Müftü de camidedir.
İmam namazı kıldırmaya başlar.
Birinci rekat:
- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 koyun verdiler bana, Allahuekber!'' der hoca.
Arkadan "öhö.. öhö!.." şeklinde bir ses duyulur.
İmam, ''yakalandım, herhalde!'' diye korkmaya başlar.
İkinci rekatta, sözlerinde biraz değişiklik yapar:
- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 Koyun verdiler bana, yarısı sana,yarısı bana.. Allahuekber!''
Namaz bitince, köylü Müftüye dönerek
- ''İmam efendi namazı doğru mu kıldırıyor?'' diye sorar.
Müftünün cevabı:
- ''Haçan, birinci rekatta biraz şaşırdı ama ikinci rekatta işi düzeltti.. |
İsim: |
tuba celik |
MSN adı: |
hollanda'dan |
Zaman: |
01.02.2011 14:12:39 |
Mesaj: |
fıkra
Zamanın birinde Erzurum'dan bir grup insan, hacca gitmek için yola çıkmışlar. Va...n'a gelmişler.
Van'ın bir köyünde konaklamaya karar vermişler.
O köyün de imamı yokmuş.
Köylüler aralarında konuşmuşlar ve Erzurum'dan çıkıp hacca giden bu topluluktan birini, imam yapmaya karar vermişler.
''Bu insanlar hacca gidiyorlarsa, boş insan değillerdir'' diye düşünmüşler.
Nitekim tekliflerini, içlerinden birisi kabul etmiş.
Her yıl, 400 koyun verilecekmiş imama.
Adam ''hacca gidip masraf yapacağıma, burada kalıp, yalandan imamlık yapar ve her yıl 400 koyun sahibi olurum'' diyerek işe başlamış.
Köylü camide toplanmış, namaz kılınacak.
Sayın İmam, başlamış namazı kıldırmaya:
- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 koyun verdiler bana, Allahuekber!''
Bu, günlerce aynı biçimde devam etmiş.
Köylü bu işe biraz şaşırmış ve konuşmuşlar aralarında:
- ''Daha önceki imam mı yanlış kıldırıyordu, yeni imam mı yanlış kıldırıyor? Bunu gidip, Müftü'ye soralım.''
Sayın Müftü, has Trabzon'lu!!
Müftüye gelen halk, her şeyi anlatmış.
Müftü köylüye dönerek:
- ''Siz şimdi, hiç imama çaktırmadan köyünüze dönün ve namaz vakti camide toplanın ben de namaza geleceğim'' diye emir verir.
Herkes köyüne döner ve namaz vakti cemaat camide toplanır.
Tabi ki Sayın Müftü de camidedir.
İmam namazı kıldırmaya başlar.
Birinci rekat:
- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 koyun verdiler bana, Allahuekber!'' der hoca.
Arkadan "öhö.. öhö!.." şeklinde bir ses duyulur.
İmam, ''yakalandım, herhalde!'' diye korkmaya başlar.
İkinci rekatta, sözlerinde biraz değişiklik yapar:
- ''Erzurum'dan çıktım yola, Van'da verdim mola.. 400 Koyun verdiler bana, yarısı sana,yarısı bana.. Allahuekber!''
Namaz bitince, köylü Müftüye dönerek
- ''İmam efendi namazı doğru mu kıldırıyor?'' diye sorar.
Müftünün cevabı:
- ''Haçan, birinci rekatta biraz şaşırdı ama ikinci rekatta işi düzeltti.. |
İsim: |
Zafer ÖZDEMİR |
Zaman: |
26.10.2008 00:37:57 |
Mesaj: |
Netturtduriyerim, Göriyersız
Cacun'li birisi bir motor (traktör) alır. Henüz acemidir. Traktör sürmeyi öğrenmek için, alıştırma yapıyorken direksiyon kontrolünü kaybeder ve bahçenin duvarına dalar. Traktör taşı kayayı devire devire ilerler. Bu esnadan delikanlı kendisini izleyen kadın ve genç kızlara karşı mahcup olmamak için onlardan önce davranır ve sanki bilinçli yapmış gibi derki: “Göriyersiz netturtduriyerim."
Hapa Hapdan Galdi Geçdi
Almanya’ya ilk gidenlerden birinin izne gelirken getirdiği teyp, herkesin ilgisin, çekmektedir. Posoflu iki öğretmen, okula gelen müfettişin hoş vakit geçirmesi için bu teybi okula getirip, o zamanlar çok popüler olan Âşık Murat Çobanoğlu’nun kasetini çalarlar.
Çobanoğlu ,"Bir hışmınan geldi geçti, peh peh!" diye çalıp söyleyince müfettiş bu sözün anlamını soruyor. Ardahan'lı öğretmen:"Yani emedani galdi geçti, demek istiyor efendim.” diyor. Müfettiş bunu da anlamayınca Posoflu öğretmen açıklıyor: "Müfettiş Beg hapa haptan galdi geçdi,demağ işdiyer."
İki Terefida Bayrağ
Posof'un dağ köylerinde bir gencin ağabeyi gurbetten gelmiştir. Arkadaşına ertesi gün çok sevinçli bir şekilde şöyle der: "Ağabeg bi bayrağ gaturdi iki terefida bayrağ"
Kaynak: Posof'un Çizgileri Yunus ZEYREK
SAATLERİNİZİ 1 SAAT GERİ ALMAYI UNUTMAYIN…HERKESE İYİ PAZARLAR….
|
im: |
Zafer ÖZDEMİR |
Zaman: |
20.10.2008 20:49:00 |
Mesaj: |
Bir fıkra anlatılır:
Cehennemdeki kazanların başında birer zebani beklemektedir.
Kazanlardan dışarı çıkan olursa, onu yeniden kazana atmaktadır. Her ülkeye ait bir kazan mevcuttur.
Bütün ülkelerin kazanlarının başında bir zebani beklemesine rağmen, Türkiye'nin kazanının başında zebani yoktur. Cehenneme yeni gelmiş Türk durumdan memnundur. Kendi kazanı başında zebani yoktur. Fakat yine de cehennemin baş zebanisine dayanamayıp sorar.
• Neden Türkiye'nin kazanının başında zebani yok?
• Gerek yok, çünkü eğer kazandan bir Türk dışarı çıkmaya çalışırsa, diğer Türkler onu yeniden kazanın içine çekerler.
Maalesef bu tür bir fıkra bizler için anlatılır. Lütfen bu fıkranın haklı olduğunu kanıtlamaya çalışmayalım.
HERKESE SELAMLAR SAYGILAR…………
|
İsim: |
Alper |
Zaman: |
18.04.2008 11:55:32 |
Mesaj: |
Herkese Posof'tan selamlar.
Posof'a bir kar yağdı sormayın, biz hala kıştayız.
Buda haftanın fıkrası olsun umarım beğenirsiniz.
Yaşlı bir çiftçi trafik kazasında mağdur olduğu gerekçesiyle, mahkemede savunma yapmaytaydı. Kazaya sebep olan nakliye firmasının avukatı sordu:
-Kaza yerine gelen polis ekibine "İyiyim" demediniz mi?
Çiftçi ifadesine başladı:
-Traktörümün arkasında besili ineğim sarıkız ile birlikte giderken, bu nakliye şirketinin kamyonu......
Avukat sözünü kesti;
-Ayrıntıları sormuyorum, yalnızca şu soruya cevap verin. Kaza yerine gelen polis ekibine "İyiyim" dediniz mi? Demediniz mi? -Şimdi efendim, biz sarıkız ile birlikte giderken........
Avukat yine çiftçinin sözünü kesti ve hakime dönerek:
-Efendim, Bu adam kaza yerine gelen polis ekibine, kendisine durumunu sorduğu zaman "Çok iyiyim" demişti. Şimdi aradan 3-4 hafta geçtikten sonra mağduriyetini öne sürerek, müvekkilimi dava ediyor. Lütfen kaza sırasında iyi olduğunu söyleyip söylemediği konusunda ki soruma doğrudan cevap vermesini söyler misiniz?
Hakim:
-Bir dakika. Önce şu sarıkız hikayesini duymak istiyorum.
Çiftçi hakime teşekkür edip, ifadesini sürdürür: -Bu nakliye şirketinin kamyonu traktörüme çarptığında, ben bir hendeğe, sarıkız başka bir hendeğe savrulduk. Sersemlemiş bir halde yatarken, diğer taraftan sarıkızın yanık yanık böğürmelerini duyabiliyordum. Belli ki çok acı çekiyordu. O sırada hemen ordan geçmekte olan polis ekibi durdu ve memurlardan birisi gidip diğer hendekte yatan sarıkıza baktı. 1 - 2 dakika sonra da tabancasını çıkarttı ve inlemekte olan sarıkızı iki kaşının ortasından vurdu. Ardından elinde dumanı tüten tabancası ile yanıma geldi ve bana "Sen nasılsın Amca" diye sordu.Siz olsanız ne cevap verirdiniz? |
|
|
 |
|
|
|
|
|
|
| | ......
|
|
|
|
 |
|
|
|
|